Forex Dolandırıcılığı: Yöntemler ve Hukuki Koruma Yolları
⚖️ Bu sayfa, Forex dolandırıcılığına uğrayan yatırımcılar ile bu konuda teknik bilgiye ihtiyaç duyan avukatlar için hazırlanmış, Türkiye’nin en kapsamlı hukuki ve teknik rehberidir.
Forex yani döviz piyasası, dünya genelinde en yüksek işlem hacmine sahip finansal piyasaların başında gelir. Küresel çapta döviz çiftleri üzerinden işlem yapılmasına olanak sağlayan bu sistem, teorik olarak yasal ve denetlenen platformlar aracılığıyla kullanıldığında yatırımcılara çeşitli fırsatlar sunar. Ancak son yıllarda özellikle Türkiye’de lisanssız forex aracı kurumları, sahte yatırım danışmanları ve manipülatif internet reklamları yoluyla ciddi bir forex dolandırıcılığı dalgası yaşanmakta, binlerce kişi mağdur edilmektedir.
Forex dolandırıcılığı, genellikle hızlı ve yüksek kazanç vaatleriyle bireyleri cezbetmek üzerine kuruludur. “Kısa sürede iki kat kazanç”, “gizli yatırım stratejisi” ya da “devlet destekli döviz işlemleri” gibi ifadelerle yatırımcı kandırılır. Bu tür yapılar çoğunlukla yurt dışı merkezli olup Türkiye’de Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından yetkilendirilmemiştir. SPK lisansı olmayan bu şirketlerle işlem yapan yatırımcılar, hem parasal hem de hukuki anlamda büyük risk altına girmektedir. SPK düzenli olarak uyarı listeleri, yasaklı şirket duyuruları ve kurul kararları yayımlayarak yatırımcıları bilinçlendirmeye çalışmaktadır.
Forex piyasasında dolandırıcılık yöntemleri çok çeşitlidir. En yaygın olanları şunlardır:
-
Yatırımcının kazanç elde ettiğine dair sahte ekran görüntüleri paylaşmak,
-
Para çekme taleplerini oyalamak ya da reddetmek,
-
Hesaba yüksek kaldıraçla riskli işlemler açarak bilinçli olarak zarara uğratmak,
-
Sahte telefon uygulamaları veya web siteleri üzerinden yatırımcı verilerini ele geçirmek.
Bu noktada hukuki koruma yolları büyük önem taşır. Türk Ceza Kanunu (TCK)’na göre bu tür eylemler çoğu zaman nitelikli dolandırıcılık (TCK m.158) kapsamında değerlendirilmekte ve failin 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanmasına sebep olmaktadır. Eğer dolandırıcılık bir örgüt faaliyeti kapsamında yapılıyorsa ceza katlanmaktadır. Ayrıca Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, Borçlar Kanunu ve Elektronik Ticaret Kanunu da çeşitli yönleriyle bu tür eylemlere karşı mağdur lehine hükümler içermektedir.
Forex dolandırıcılığıyla mücadelede yalnızca cezai yollara değil, adli bilişim incelemeleri ve teknik delil tespiti gibi yöntemlere de başvurulmaktadır. Sahte platformların IP adreslerinin tespiti, para transferlerinin izlenmesi, sosyal medya kayıtlarının yedeklenmesi ve HTS kayıtlarının incelenmesi gibi delil toplama faaliyetleri, mağdurun açacağı davalarda kritik rol oynar.
Bu kategori altında yer alan yazılarda:
-
Forex dolandırıcılığı yöntemleri,
-
SPK ve mahkeme kararları,
-
yargı sürecine dair taktik bilgiler,
-
uzman görüşleri ve teknik analizler detaylı olarak sunulacaktır.
Eğer siz de forex üzerinden dolandırıldıysanız, yaşadığınız sürecin hukuki ve teknik olarak nasıl yönetileceğini, bu sayfada adım adım öğrenebilirsiniz. Bilinçli yatırım yapmak ve hukuki haklarını bilmek, dolandırıcılığı önlemenin ilk adımıdır.
İlk yazımda güvenin nasıl bir zaafa dönüştüğünü, bir insanın en savunmasız anında nasıl tuzağa düştüğünü anlattım. Bu bölümde ise kendi yaşadıklarımdan yola çıkarak daha geniş bir çerçeve çizmek, dolandırıcılığın ne kadar eski ama aynı zamanda ne kadar güncel bir mesele olduğunu göstermek istiyorum.
Ön Söz – Adli Bilişim ve Siber Güvenlik Uzmanından
Dijital çağın en büyük tehditlerinden biri, teknolojiyi fırsata çevirmek yerine insanların güvenini istismar eden dolandırıcılık yöntemleridir. Özellikle forex piyasası gibi yüksek risk–yüksek getiri vaadiyle sunulan yatırım alanları, siber dolandırıcıların en çok kullandığı tuzaklardan biri haline gelmiştir. Bu tuzaklar yalnızca maddi kayıplara yol açmakla kalmaz; bireylerin psikolojisini, sosyal hayatını ve güven duygusunu da derinden sarsar.
Türkiye’de Kaldıraçlı İşlemlerde Kâr Etmek Neden Bu Kadar Zor?
Kaldıraçlı işlemler, yatırımcılara sınırlı sermaye ile yüksek hacimli pozisyonlar alma imkânı sunan; ancak bu yönüyle orantısız riskler barındıran finansal enstrümanlardır. Türkiye’de bu piyasada işlem yapan bireysel yatırımcıların davranışlarının, kârlılık/zarar oranlarının ve genel eğilimlerinin istatistiksel olarak analiz edilebilmesi için, güvenilir, şeffaf ve kurumsal nitelikte veri kaynaklarına ihtiyaç duyulmaktadır. İşte bu noktada, Türkiye finans piyasalarının bütüncül denetimi ve izlenebilirliği açısından referans kurum niteliğinde olan Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) ön plana çıkmaktadır.
Lisanslı ve Lisanssız Aracı Kurumlarda Yatırımcı Mağduriyetleri: Hukuki, Teknik ve Yargısal İnceleme
Günümüzde finansal piyasalarda bireysel yatırımcıların karşılaştığı en temel ve kritik risklerden biri, yatırım yapılan platformun yapısal güvenilirliğinden ziyade, bu platformu işleten aracı kurumların yasal statüsü ve faaliyet şeklidir. Bu bağlamda yatırımcıların mağduriyetlerinin kaynağı yalnızca piyasa dalgalanmaları, ekonomik göstergeler veya yanlış stratejik tercihler değil; çoğu zaman yatırım faaliyetinin yürütüldüğü kurumun hukuki niteliği ve düzenleyici denetime tabi olup olmamasıyla doğrudan ilgilidir.
- 1 / 3
- ›
- »