Akıllı İçindekiler Menüsü ile Aradığınız Bilgiye Hızlı Ulaşın !!!
Yükleniyor...

Kandırıldım – Bölüm 2

Dolandırıcılığın Yöntemleri ve Bir Mağdurun Tanıklığı

İlk yazımda güvenin nasıl bir zaafa dönüştüğünü, bir insanın en savunmasız anında nasıl tuzağa düştüğünü anlattım. Bu bölümde ise kendi yaşadıklarımdan yola çıkarak daha geniş bir çerçeve çizmek, dolandırıcılığın ne kadar eski ama aynı zamanda ne kadar güncel bir mesele olduğunu göstermek istiyorum.

Dolandırıcılığın temelinde hep aynı şey yatar: insanın kolay yoldan bir şeyler elde etme arzusu. Hepimiz biliriz ki alın teri dökmeden kazanılanın kıymeti olmaz, ama işin içine yüksek kazanç vaatleri, kısa sürede zengin olma hayali ve kulağa mantıklı gelen sözler girince gerçeklikten kopabiliyoruz. Geçmişte Ponzi zincirleri vardı; insanlar kendi iradeleriyle paralarını yatırıp daha fazlasını beklerken aslında birilerinin kurduğu basit bir oyunun parçası oluyorlardı. Bugün ise aynı oyunun çok daha sofistike, teknolojik ve profesyonel versiyonlarıyla karşı karşıyayız.

Benim de yaşadığım gibi, dolandırılmak sadece maddi kayıp değil, aynı zamanda insanın içindeki güven duygusunun da yok olmasıdır. Çünkü çoğu kez kimse cebinizden zorla paranızı almaz. Aksine, siz inanırsınız, güvenirsiniz ve kendi ellerinizle teslim edersiniz. İşte bu yüzden dolandırıcılığa uğrayan insanlar susmayı tercih eder. Çoğu zaman “enayi” damgası yemekten korkar, yaşadıklarını çevresine anlatamaz. Oysa bana göre ayıp olan kandırılmak değil; ayıp olan, bir insanın en masum duygularını kullanarak onun emeğini çalmak.

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte dolandırıcılık yöntemleri de değişti. Eskiden yüz yüze para alışverişiyle dönen işler, bugün birkaç tuşla yapılan dijital transferlere dönüştü. Sahte yatırım platformları kurmak, manipüle edilmiş ekran görüntüleri göstermek ya da sahte belgeler hazırlamak çok kolay hale geldi. Hatta öyle ki, dolandırıcıların çoğu profesyonel bir şirket görüntüsü çiziyor: müşteri temsilcileri, sahte lisans belgeleri, düzenli raporlar… Siz de tüm bunları görünce karşınızda güvenilir bir kurum olduğuna inanıyorsunuz. Ben de aynı yanılgıya düştüm.

Daha acısı, yakalanan dolandırıcıların çoğunun çok kısa sürede yeniden dışarıya çıkması. Türk Ceza Kanunu’nda basit dolandırıcılık için öngörülen ceza 1 ila 5 yıl arası. Bu cezalar çoğu zaman indirimlerle para cezasına çevriliyor ya da erteleniyor. Sonuç olarak dolandırıcılar, yakalansalar bile kısa süre içinde yeniden aynı işe dönebiliyor. Bu kısır döngü biz mağdurlar için ikinci bir travma: Önce paramızı kaybediyoruz, sonra da adaletin tam anlamıyla işlemediğini görüyoruz.

Benim sürecimde de aynı tablo vardı. Şikâyetçi oldum, emniyet gerekli araştırmaları yaptı, savcılık süreci ilerletti. Ama cezaların caydırıcı olmaması nedeniyle içimde hep şu soru vardı: “Acaba aynı kişiler, bir başka köşede başka insanları da dolandırıyor mu?” Maalesef cevabı biliyorum: Evet.

Üstelik son dönemde yeni bir yöntem daha ortaya çıktı: hesap kiralama. Özellikle gençlerin hedef alındığı bu yöntem, kolay para kazanma vaadiyle başlıyor. Bir gencin banka hesabı birkaç yüz lira karşılığında kiralanıyor ve aslında kara para aklama zincirinin bir parçası haline geliyor. Genç, kendisini basit bir aracı zannederken aslında suça ortak oluyor. Dolandırıcı hem işini rahatça yürütüyor hem de suçu başkasının üzerine yıkıyor. Benim çevremde de bu tuzağa düşen kişiler oldu ve ne yazık ki birçoğu işin vahametini çok geç anladı.

Tüm bu anlattıklarım, benim hikâyemin bir parçası. Çünkü ben yalnızca kendi kaybımı değil, bu düzenin başkalarını da nasıl yuttuğunu gördüm. İnsanlık tarihi boyunca kandırmanın yöntemleri değişti ama özü hiç değişmedi: Birinin güvenini alıp, onu kendi rızasıyla soymak.

Benim için bu yazı dizisini kaleme almanın nedeni sadece yaşadıklarımı anlatmak değil, aynı zamanda başkalarının da aynı oyuna gelmesini engellemek. Belki satır aralarında siz de kendi yaşadığınız bir olayı hatırlayacaksınız, belki de ilk kez bu kadar çıplak bir şekilde riskleri göreceksiniz. Ama eminim ki bu yazıları okuduktan sonra en azından bir kez daha düşünmeden yatırım yapmayacaksınız.


“Dolandırıcılar yöntemlerini sürekli değiştirir, ama kullandıkları tek şey hep aynıdır: sizin güveniniz.”