Akıllı İçindekiler Menüsü ile Aradığınız Bilgiye Hızlı Ulaşın !!!
Yükleniyor...

HTS Kayıtlarının Bilimsel Yorumlanması: Teknik Sınırlar ve Hukuki Gerçeklik

HTS Kayıtları Nasıl Yorumlanmalı? Bilimsel Sınırlar ve Hukuki Gerçeklik

Cüneyt Üre – Adli Bilişim & Siber Güvenlik Uzmanı

Mobil iletişim çağında adli süreçlerin dijital delillere dayanmaması neredeyse imkânsız hale geldi. Bu delillerin başında, halk arasında “telefon sinyal kayıtları” olarak bilinen HTS (Historical Traffic Search) verileri gelir. HTS, bir hattın geçmiş dönemlerde kimlerle, ne zaman ve hangi baz istasyonu üzerinden iletişim kurduğunu gösterir. Basit bir tablo gibi görünse de, bu veriler hem teknik açıdan hem de hukuken son derece hassas bir yapıdadır.

HTS kayıtları, kişisel verilerin korunması, iletişim özgürlüğü, adil yargılanma hakkı ve bilimsel delil ilkesi arasındaki ince çizgide durur. Bu nedenle yalnızca “veri” olarak değil, bilimsel yöntemle yorumlanması gereken adli bir bulgu olarak ele alınmalıdır.

HTS Verisinin Teknik Altyapısı

Bir mobil iletişim ağı, kabaca üç temel sistemden oluşur:

  1. MSC (Mobile Switching Center):
    Sesli görüşmelerin yönlendirilmesini ve bağlantı kayıtlarının tutulmasını sağlar.
  2. SGSN ve GGSN (Serving & Gateway GPRS Support Node):
    İnternet trafiği (veri oturumları) için log oluşturur.
  3. GMLC (Gateway Mobile Location Center):
    Hücre bilgilerini (baz istasyonu kimliği, koordinat, LAC-CI, MCC-MNC kodları) toplar.

Bu üç sistemin ürettiği log dosyaları daha sonra operatör veri merkezlerinde birleştirilir ve “HTS kaydı” adını alır. Ancak burada önemli bir gerçek vardır: HTS, cihazın tam konumunu değil, bağlandığı hücreye dair bilgiyi gösterir.

Bir baz istasyonu genellikle üç yönlü hücreye sahiptir (A–B–C sektörü). Bu sektörlerin kapsama alanı:

  • Kırsal bölgede 2–5 kilometreye,
  • Şehir merkezinde 100–300 metreye kadar değişebilir.

Dolayısıyla bir kişinin “tam olarak şu noktadaydı” şeklinde yorum yapılması bilimsel olarak mümkün değildir. HTS, ancak diğer teknik deliller (örneğin GPS logları, baz istasyonu yoğunluk haritası, baz yük verisi) ile birlikte değerlendirildiğinde anlam kazanır.

HTS Verisinde Doğruluk ve Hata Kaynakları Hts-Vaka-Analizi-Yanlis-Yorum

HTS kayıtlarının hatasız olduğu sanılır, oysa mobil ağ doğası gereği dinamik bir sistemdir. Adli bilişim açısından dikkat edilmesi gereken başlıca hata kaynakları şunlardır:

  1. Handover Sapması:
    Cihaz hareket halindeyken sinyal kalitesine göre bir baz istasyonundan diğerine geçer. Bu “handover” sırasında saniyelik geçişler bile yanlış konum yorumlarına neden olabilir.
  2. Yoğunluk Gecikmesi:
    Kalabalık bölgelerde (örneğin AVM, stadyum) bir baz istasyonu yoğunluk nedeniyle cihazı en yakın değil, sinyali daha uygun olan istasyona atayabilir.
  3. Senkronizasyon Sorunları:
    Operatör logları UTC (Evrensel Zaman) ile tutulur. Yaz saati farkı veya log kayması, zaman bazlı analizlerde sapma yaratabilir.
  4. Veri Eksikliği:
    Bazı operatör sistemlerinde hat kapanışı, faturalama dönemi veya ağ kesintisi nedeniyle loglar eksik olabilir. Bu durumda “eksik kayıt = görüşme yok” demek yanlış olur.

Bu nedenle HTS analizi, ham verinin değil, verinin üretim koşullarının da değerlendirilmesiyle yapılmalıdır.

Delil Bütünlüğü ve Zincirin Korunması (Chain of Custody)

HTS verileri genellikle operatör tarafından .CSV veya .XML dosyası formatında sunulur. Bu dosya, adli sürece girdiği anda delil zincirine dahil olur. Her adımda (teslim, kopya, analiz, raporlama) bir kayıt tutulmalı ve veri bütünlüğü korunmalıdır. Bu bütünlüğün korunması için hash algoritmaları kullanılır:

  • MD5 (Message Digest 5): Hızlı ama çakışma riski olan eski algoritmadır.
  • SHA-256: Günümüzde adli bilişimde önerilen standarttır.

Örneğin:

SHA256 Hash:

a63f12f7b7b65c9f83e098ae52d97a4d0b9d1ff3f36a6e9e7c6e2fbd9b884ad1

Bu değer, dosyada tek bir bayt bile değişse tamamen farklı çıkar. Bu nedenle hash değerinin rapora dahil edilmesi, delilin “bozulmadığının” ispatıdır.

Delil-Zinciri-Hash-Dogrulama

Gerçek Hayattan Vaka: Kapsama Alanı Yanıltması

Anonimleştirilmiş bir dosyadan örnek:

Bir soruşturmada sanığın olay yeri olarak tespit edilen baz istasyonu, sanığın evinin 2,4 km uzağındaki bir hücreye ait görünmektedir. Raporda “şüpheli olay yerinde bulunmuştur” yorumu yapılmıştı. Ancak teknik inceleme sonucu şu bulundu:

Olay anında aynı bölgedeki ana istasyon (Cell A) yüksek trafik altındaydı. Cihaz sinyal kalitesi düşük olduğu için komşu istasyonun B sektörüne yönlendirilmişti. Gerçekte cihaz sabit durumdaydı, ancak baz sistemi trafik optimizasyonu nedeniyle atama değişikliği yapmıştı.

Sonuç olarak HTS verisi, sanığın konumunu değil yalnızca bağlandığı baz istasyonunu göstermekteydi. Bu örnek, HTS yorumunun istatistiksel doğrulama gerektirdiğini gösterir.

Hukuki Çerçeve: CMK 134 ve Yargı Kararları Baz-Istasyonu-Kapsama-Alani-Haritasi

CMK 134, dijital verilerin incelenmesini “bilimsel yöntemlerle” yapılmasını şart koşar. HTS kayıtları bu kapsamda doğrudan düzenlenmemiş olsa da, aynı ilkeye tabidir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 24.03.2015 tarihli, 2013/5-247 E. ve 2015/60 K. sayılı kararında açıkça belirtilmiştir:

Cep telefonları ile yapılan görüşmeler, baz istasyonları ile cep telefonları arasında karşılıklı gönderilen elektromanyetik dalgalarla sağlanmaktadır. Özellikleri gereği bir baz istasyonundan aynı anda birçok cep telefonu yararlanmakta ve bu baz istasyonunun vasıtasıyla görüşme yapabilmektedir. Nüfusu kalabalık olan yerleşim bölgelerinde ise bu sayı daha da artmakta, aynı anda pek çok cep telefonu aynı baz istasyonundan sinyal verebilmektedir. Bu nedenle, farklı kişiler tarafından kullanılan cep telefonlarının aynı baz istasyonu kapsama alanında bulunması ve sinyal vermesi tek başına o kişilerin bir araya geldikleri veya buluştukları anlamına gelmeyecektir."

Dolayısıyla hukuki açıdan HTS:

  • Delil değeri sınırlı,
  • Destekleyici niteliğe sahip,
  • Yorumlanması uzmanlık gerektiren bir veridir.

Bilimsel Analizde Uygulanması Gereken 5 İlke

  1. Tek Kaynağa Dayanma:
    HTS, olay yeri tespiti için tek başına kullanılmamalıdır. GPS, CCTV, baz yoğunluk haritası gibi destekleyici delillerle birlikte analiz edilmelidir.
  2. Zaman Kalibrasyonu:
    UTC farkı ve yaz saati uygulaması göz önünde bulundurulmalıdır. Özellikle çoklu operatör verilerinde saniyelik sapmalar bile olay dizisini değiştirebilir.
  3. Veri Görselleştirme:
    Kapsama alanları coğrafi bilgi sistemleri (GIS) ile haritalandırılmalı; tablo yerine görsel anlatım tercih edilmelidir.
  4. Delil Zinciri Raporlaması:
    Hash değerleri, dosya boyutu, format bilgisi ve alınma zamanı raporda yer almalıdır.
  5. Bilimsel Şüphe İlkesi:
    Her HTS analizi, “bu kayıt ne kadar güvenilir?” sorusuyla başlar. Bilimsel yaklaşım, belirsizliği reddetmez; onu ölçer ve sınırlar.

Etik ve Kişisel Veri Boyutu

  • HTS verileri, kişisel verilerin korunması kanunu (KVKK) kapsamında “özel nitelikli veri”dir. Bu veriler, yalnızca mahkeme kararı veya savcılık talimatıyla alınabilir ve yalnızca ilgili olay kapsamında kullanılabilir. Delil incelemelerinde en sık yapılan hatalardan biri, elde edilen HTS verilerini başka dosyalarda veya farklı şüpheliler için kullanmaktır. Bu, hem KVKK ihlali hem de delil yasaklılığı sonucunu doğurur.

Yanlış Yorumlanan Baz Istasyonu Verisi

Bilimsel Yorumun Hukuki Önemi

Adli bilişim uzmanının görevi, yalnızca veriyi analiz etmek değil, bilimsel bağlamda yorumlamak ve bunu mahkemeye aktarabilmektir. Bu süreçte raporun dili büyük önem taşır. Bir bilirkişi raporu şu soruları yanıtlamalıdır:

  • Verinin kaynağı ve bütünlüğü doğrulandı mı?
  • Analiz yöntemi bilimsel olarak geçerli mi?
  • Sonuç, olasılık mı yoksa kesinlik mi içeriyor?
  • Hukukta “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi, bilimde “ölçülemeyeni doğrulama” ilkesine benzer. Her ikisi de mutlaklık değil, rasyonel sınır arar.

Sonuç: Bilim, Adaletin Sessiz Tanığıdır

HTS kayıtları modern yargının en güçlü ama en yanlış anlaşılan delillerinden biridir. Bu veriler, gerçeği aydınlatmak kadar gölgelemeye de müsaittir. Gerçeğe ulaşmak, yalnızca “veriye sahip olmakla” değil, o veriyi bilimsel yöntemle yorumlamakla mümkündür.

Cüneyt Üre’nin ifadesiyle:

“Delil, bulunduğu yerden çok, doğru yöntemle yaklaşıldığında anlam kazanır.”

HTS kayıtlarının incelenmesi, sadece bir mühendislik işlemi değil; bilimsel dürüstlük, metodolojik disiplin ve hukuki dengeyi aynı anda talep eden bir süreçtir. Bu üç sütun birlikte ayakta durduğunda, hem adalet hem bilim ayakta kalır.

Uzman Görüşü veya HTS Analizi Talep Edin
HTS verilerinin teknik olarak doğru yorumlanması davaların seyrini değiştirebilir. Eğer bir soruşturma veya dava dosyanızda HTS kayıtlarının bilimsel olarak incelenmesi gerekiyorsa, benimle doğrudan iletişime geçebilirsiniz.
Cüneyt Üre – Adli Bilişim Uzmanı

📩 İletişim

Yorumlarınız bizim için çok değerli...