Sıla PEHLİVANOĞLU....
Bir Adalet Yolculuğunun Düşünceleri
Hayat, bazen insanın önüne beklenmedik dönemeçler çıkarır. Kimimiz o dönemeçte yavaşlar, kimimiz yön değiştirir, kimimiz ise aynı yolda ama bambaşka bir anlamla yürümeye devam eder. Benim için bu dönemeç, yıllarını bilişim dünyasında, dijital izlerin arasında geçirmiş bir adli bilişim uzmanının yeniden bir üniversite sırasına oturmasıyla başladı.
Otuz yılı aşkın süredir bilişimin her katmanında — donanımın gürültüsünden siber dünyanın sessizliğine, verinin izinden adaletin izine — yürüdüm. Teknolojinin insan davranışlarını nasıl şekillendirdiğini, verilerin soğuk satır aralarında bazen bir hayatın, bazen bir kaderin saklandığını gördüm. Bu yüzden hukuk fakültesine başladığımda biliyordum ki; artık sadece verileri değil, insan hikâyelerini de çözümlemem gerekecekti.
Son yazdığım uzman mütalaası, bu yolculuğun bana neden bu kadar anlamlı geldiğini yeniden hatırlattı.
Sıla Pehlivanoğlu dosyası... 
Henüz bir hukuk fakültesi öğrencisiydi. Hayali savcı olmaktı; adaletin kürsüsünde, vicdanın sesi olarak yer almak istiyordu. Fakat hayat, onun hikâyesini yarım bıraktı. Bir motor kazasında yitip giden genç bir hayatın ardında, bitmemiş cümleler, tamamlanmamış hayaller kaldı. O dosya üzerinde çalışırken sadece bir bilirkişi değil, bir baba, bir öğretmen, bir insan olarak düşündüm: Adaletin, bazen mahkeme salonlarının ötesinde bir anlamı vardır.
Sıla’nın hikâyesi bana bir kez daha gösterdi ki, insanın yaptığı iş sadece bir meslek değildir. Eğer bir adli bilişim uzmanı, sadece veriyi değil, o verinin ardındaki insanı da görebiliyorsa; eğer bir hukukçu, sadece kanunu değil, o kanunun neden var olduğunu da anlayabiliyorsa; o zaman adalet, gerçekten yaşar.
Şimdi her yeni dosyada, her yeni satırda, hem geçmişin birikimi hem de geleceğe dair bir inanç taşıyorum. Yaş ilerledikçe, yaptığım işin teknik boyutundan çok, insani boyutu ağır basıyor. Adalet, bazen bir verinin doğruluğunda, bazen bir cümlenin dürüstlüğünde, bazen de bir insanın sessiz çığlığında gizlidir.
Sıla’nın adalet hayalini ben kendi yolculuğumda taşımaya devam edeceğim. Çünkü bazı insanlar hayata kısa dokunur ama derin izler bırakır.
Ve ben her mütalaada, her analizde, her satırda, o izlerin bir anlamı olduğunu hatırlatmak istiyorum:
Adalet, sadece bir sonuç değil; bir insanın yaşamaya değer bulduğu bir inançtır.
Işıklar içinde uyu, Sıla.
Adaletin bir gün, senin hayal ettiğin kadar saf ve güçlü olacağına inanıyorum.
Yorumlarınız bizim için çok değerli...